By melissa1 | 31-01-2020
Hayvanlar arası iletişimden bahsedecek olursak; bu yöntemlerden biri birbirleri ile sesli olarak iletişim kurabilmeleridir. En bilinen yöntemlere örnek verebileceklerimiz arasında kedilerin miyavlaması, kuşların cıvıldaması olacaktır. Bu sesler insanlar tarafından anlaşılır bir lisan olmasa da kendi içlerinde barındırılan bir takım bilgiler bulundurabilirler. Örneğin; çiftleşme dönemlerinde karşı cinsi etkilemek adına çağrı niteliği taşıyan sesler çıkardıklarını bilmekteyiz. Bunun yanı sıra uyarı niteliğinde sesler de çıkarmaktadırlar. Bir tehlike durumunda kendi türlerini oluşabilecek bir saldırı ihtimaline karşın dikkat çekme amacı ile sesler çıkarmaktadırlar. İşitsel seslerden bahsedildiği için hayvanların ağız yoluyla ürettikleri düşünülür fakat çıngıraklı yılanların sahip olduğu ses üretme özelliği veya cırcır böceklerinin karşı cinsi etkilemek için bacaklarını birbirine sürtmesi bu yargıyı çürütecek örnekler olarak düşünülebilir.
İletişimde Ses Bir Avantajdır
Bir iletişim yolu olarak sesi kullanmak en avantajlı yoldur. Düşünüldüğünde sesin karşı tarafa ulaşma hızı iletilmek istenen mesajı alıcıya pratik bir şekilde iletilmesini sağlar. Sesi duyabilecek mesafede bulunmak kaydıyla alıcı kitlesinin büyüklüğü oldukça esnek bir olgudur.
Kokuya Dayalı İletişim
Hayvanlar kimyasal veya olfaktör yani kokuya dayalı sinyaller ile de iletişim kurabilir. İletişim kurmak veya çevreleri ile ilgili bilgi almak için kokuyu kullanırlar. Örneğin; yiyecek görüş alanında olmasa bile bir fare yiyeceğin kokusunu alarak ona ulaşabilir. Hayvanlar iletişim kurmak adına bahsedilen iletişim yolu olan kokuyu kendi vücutlarından çıkan salgılar ile belirli bir yere bırakabilirler ve buna feromon denir. Bu yöntem genelde karşı cinsi etkilemek için kullanılır. Ayrıca diğer grup üyelerini yiyeceğe yönlendirmek amacı ile de kullanılabilirler. Bir karıncanın yiyeceğe ulaşmak için takip ettiği yiyeceği koku buna örnek olabilir. Diğer karıncaların bıraktığı kokunun izini takip eder. Çevrelerindeki diğer hayvanların kokularını saptayabilirler. Kimyasal sinyalleşme ses yöntemine karşın çok daha yavaştır. Hemen algılanamayabilir fakat daha uzun süre kalıcılığını koruyabilir. Yani kokular çevreye çakılı kalabilir. Ses gibi kimyasal sinyallerin yoğun olarak bulunduğu bölgeler olabilir. Bu da sesli iletişimdeki gürültü ile eşdeğer olarak sinyallerin iletilmesi noktasında karışıklığa sebep olabilmektedir.
Somatosensory Yöntemi
Hareketler ve dokunuşlar gibi olanakların kullanıldığı bir yöntemdir. Kur yapma dansları buna iyi bir örnek olabilir. Arılar kovandaki diğer arılara yiyeceğin yerini anlatmak için karmaşık danslar yaparlar. Kuşlar gagaları ile eşlerinin tüylerini düzeltirler. Bunlara ek olarak yüz ifadeleri de iletişimde hareketlerin kullanıldığı bir araçtır. Diğer bir örnek olarak, köpeklerin tehdit algıladıklarında hırlayıp dişlerini göstermeleri olabilir.
Sismik İletişim
Örümcek ağındaki bir böceğin hareketi gibi bir örnekle bu iletişim türünü açıklayabiliriz. Bu örümceği yiyeceği bulmak için harekete geçirebilecek bir yöntemdir.
Renk İletişimi
İletişimde diğer bir yol olarak diğer hayvanlara zehirli olduklarını göstermek amacıyla parlak uyarı renkleri gösteren kurbağalar vardır. Buna benzer başka bir yolsa taklit yapmaktır yani ortama uyum sağlamaktır.